Bilmeyenler için açıklayalım...
Bir hafta önce bloglar aleminin ilgiyle izlenen blogcularından Kıymet tarafından 'kitaplar' konusunda mimlenmiştim. Fazla mızıkçılık etmeden iyi bir dost olarak bildiğim blogcu arkadaşıma sorumluluğumu yerine getireyim...
1. Şu an okumakta olduğunuz kitap ve kısaca konusu:
Son onsekiz yılımın en değerli varlığını yaşanmımdan silip atmaya çalışırken Dharma yayınlarından çıkan Aykut Oğut'un 'Evrenden Torpilim Var' kitabıyla tanıştım. Bir televizyon yıldızı dostum, geçmişimi arabamın silecekleriyle silmeye çalıştığımın fark etmiş ve yağmursuz bir havada çalışan sileceklerin gıcırtılarından gıcık kaparak bu kişisel gelişim kitabını önerilmişti.
Kitapta Rhonda Byrne'nın The Secret/Sır adlı kitabında anlatılanlar Aykut Oğut'un bakış açışıyla yeniden anlatılmış; yazar yaşamı güzelleştirebilmek için evrenden neyi ve nasıl istememiz gerektiğinin püf noktalarını anlatmaya çalışıyor.
Ben de kitabı bitirir bitirmez on sekiz yıllık geçmişimin bir an önce silinebilmesi için evrene mesajlar göndermeye başladım, mesajlarımın sonuçlarını merakla bekliyorum, gelen sonuçları sizlerle de paylaşırım, içiniz rahat olsun...
Kitabın yazarının benimle aynı tiyatro bölümünden mezun olması ve onun hocalarından bazılarının da arkadaşım olması ayrı bir cazibe noktası...
Bu satırları tiyatro bölümündeki öğrenciliğim sırasında dört yıl boyunca yazarlık dersi vererek bana yazarlığın ne olduğunu öğreten hocama bir güzellik olsun diye yazmadım. Gerçekten iyi bir roman! Biraz çarpık, biraz mahsum, biraz da umutsuz bir aşkı basit bir dille anlatılıyor, aşkın uç noktalarını yaşamak isteyenlere şiddetle tavsiye olunur...
'Sessiz Ev', 'Beyaz Kale' ve en önemlisi de 'Benim Adım Kırmızı' romanları su gibi akıp gitti. 'Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti,' diye başlayan 'Yeni Hayat' romanı ise ilk satırı dışında pek de beni etkilemedi. 'Mahsumiyet Müzesi' benim için sıradan bir roman olarak anımsanacak. 'Kara Kitap' ise okurken çok zorlandığım, birkaç kez, 'Bana ne bu piskopatın bunalımından, onun bunalımlarıyla karışık saçmalıklarının kahrını çekmez zorunda mıyım...' diyerek elimden bırakmaya niyet ettiysem de sonuna kadar okumayı başardım ve okuduğum en iyi romanlardan birisi olarak anımsayacağım; çok kahrını çektiğimden mi, yoksa gerçekten iyi bir romam olduğundan mıdır, bilemiyorum...
Nobel ödüllü Doris Lessing'in 'Gene Aşk' adındaki kitabının ne kadar uğraştıysam da sonunu getiremedim. Orhan Pamuk'un 'Kara Kitap'ını bile okumayı başardığım halde Doris teyzeyi sonuna kadar okuyamanın huzursuzluğu hala içimdedir...
Çok değer verdiğim bir dostumla, henüz adının koymadığımız bir kitabı birlikte okumaya başlayacağız; önerisi olan varsa, değerlendirmeye açığız...
Ben de son kitabı çok satanlar listesine girmeyi başaran yazar arkadaşım Patricia Muradi ile kendisini hiç tanımadığım halde davetimi karşılıksız bırakmayacağını sandığım Brajeshwari'den yanıt rica ediyorum...
Etiketler: OKUMAK / YAZMAK
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
Teşekkürler yeni mimcimsin artık..
Zamandan Sızan dedi ki...
Perşembe, 17 Aralık, 2009
Mimlenmek iyi midir?
Sevinmeli miyim?
dipsiz kuyu dedi ki...
Cuma, 01 Ocak, 2010
Sevin sevin hatırlanmak iyidir ;)
Zamandan Sızan dedi ki...
Cuma, 01 Ocak, 2010