Blogger Template by Blogcrowds

Bazen…

Kelimeler anlamını yitirir; içi boşalır; tam takır, kuru bakıra döner…

Dilin varmaz söylemeye!

Sen aynı kelimelerle unutulmaz aşklarda dile getirildiği gibi ‘Seni seviyorum,’ diyerek aşkını ifade etmişsindir. Birbirinize ‘Sevgilim,’ diyerek sevişmeye başlamış, birbirinizin içinde kıpır kıpır oynaşırken, sen onu ‘kadınım’ diyerek hiç kimsenin kavrayamadığı gibi kavramış, o da senin kulağının dibinde ‘erkeğim’ diyerek inlemiştir…

O kelimeleri de belleğindeki unutulmaz anlar dosyasına not etmişsinizdir…

Zaman puşttur!


Zaman sinsidir!

Zamanla kelimelerin içi boşalmaktadır…


Bir gün sevgiliniz pazarda alışveriş yaparken, pazarcı çocuğa, ‘Bak sevgilim, çürük domatesleri kakalamaya çalışırsan fena halde bozuşuruz,’ dediğini duyunca, dil sürçmesi kapsamında değerlendirerek önemsemeden geçersiniz…

Bir başka seferinde herhangi birine ‘erkeğim’, herhangi bir başkasına da ‘kadınım’ diye seslenecektir; ‘sevgilim’ kelimesi ise kadın ya da erkek diye ayırmaya bile gereksinim duyulmadan havalarda uçuşmaya başlayacaktır…

O kelimenin anlamı ne ise; herkes herkesin sevgilisidir artık, kadınıdır, erkeğidir…

O kelime insan ya da hayvan demek kadar genelleşmiştir…

O kelimenin içi boşalmıştır nasıl olsa; içine ne istersen onu doldurabilirsin…

Bazen de sevgiliniz size ‘sevgilim’ diye seslenir.

Tınmazsınız!

Tınsanız ne olacak ki?

Seni o pazarcı çocukla bir görüyordur, herhangi bir akrabası, bir tanıdığı, bir komşusu, bir arkadaşı, internette karşılaştıklarından birisi, bir iş arkadaşı, bir eski dost, bir eski düşman, bir eş, bir yeni sevgili…

Seni kim gibi görüyordur ki?

Muamma yani…

0 yorum:

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa