Blogger Template by Blogcrowds

Sızım Sızım...

Bazen…

Sızım sızım sızlar insanın yüreği…

Bir insanın kolu ya da bacağı bedeninden kopup gittiğinde, eksilen parçanın yeri bomboş kaldığında, aradan yıllar geçmiş olsa bile kopan parçanın yerindeki boşlukta tanımı olanaksız bir acı duyumsanırmış; o acıya benzeyen bir acıdır yüreğini sızım sızım sızlatan…

Hiçbir şey yoktan varolmaz derler ama sen o acıyı yokluktan, hiçlikten, boşluktan var ettiğinin farkındasındır ama olmayan bir şeyin neden yüreğini sızım sızım sızlattığını bir türlü algılayamazsın…

O acıyla içinde ılık ılık bir şeyler akar, neye benzediğini, ne zaman dineceğini bilemezsin ama kesintisizce aktığını yaşamının her anında duyumsayacaksındır…

O acı midende tanımı olanaksız kramplara neden olmuş, fırtınalar estirmekte, yemek borusundan aşağıya doğru şimşekler çaktırmaktadır; yanık etin kokusu ağzında berbat bir tat bırakmaktadır, hiç bitmeyen…

O acı sessiz fısıltılara dönerek kafatasının kemiklerine çarpmakta, her çarptığı yerden daha fazla yankı bularak serseri mayın gibi dolanmaktadır…

O acı belinde öyle bir kambur oluşturmuştur ki, dimdik duramazın…

Ne olduğunu bilememektesindir…

Nasıl kurtulacağını bilememek ise hepsinden de kötüsüdür…

0 yorum:

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa